15 TEMMUZ İHANETİNİ UNUTMA, ÇİFTE STANDARDI DA GÖR !
HAMZA YASA: YAZI-YORUM
15 Temmuz 2016 gecesi, Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak kazındı. Saat 22.00 sularında Boğaziçi Köprüsü'nün askerî unsurlarca kapatılmasıyla başlayan süreçte, halkın iradesine karşı gerçekleştirilen kanlı darbe girişimi, büyük bir direnişle karşılaştı. O gece, sivillerin, güvenlik güçlerinin ve darbeci askerlerin de dahil olduğu 300'den fazla insan hayatını kaybetti.
Kurumsal Körlük ve Liyakat Sorunu
Devletin içine yıllarca sinsice sızan bu yapı, sadece kendi mensuplarını değil; liyakat sistemini, denetim mekanizmalarını ve halkın devlete olan güvenini de zehirledi. Eğitimden yargıya, emniyetten orduya kadar birçok kurumda, sadakat liyakatin önüne geçti. Bu zemin, FETÖ gibi örgütlerin devlet içinde serpilmesine, güç kazanmasına fırsat verdi.
Bu nedenle, 15 Temmuz'u sadece bir kalkışma olarak değil, yönetimsel ihmallerin nelere mal olabileceğini gösteren acı bir ders olarak da okumak zorundayız.
Adalet Herkese Eşit Uygulanmadığında, Toplum Yarılır
15 Temmuz sonrasında yürütülen mücadelenin, haklı bir zemine dayanıyor olması kadar, adil ve tutarlı biçimde yürütülmesi de önemliydi. Ancak ne yazık ki bu süreçte, sadece Bank Asya'da işlem yaptığı için, ya da bir sendikaya üye olduğu için binlerce kişinin işinden gücünden olduğu; buna karşılık geçmişte FETÖ'nün en etkin dönemlerinde Türkçe Olimpiyatlarında sahneye çıkan, plaket alan, övgüler dizen bazı isimlerin hiçbir hesap vermediği ya da halen etkili mevkilerde olduğu bir tablo ortaya çıktı.
Bu çelişki, adalet duygusunu zedeledi. Hukuk; sadece suçluyu cezalandırmakla değil, masumları da korumakla yükümlüdür. Ve en önemlisi, herkese eşit uygulanmadığında güvenilmez hâle gelir.
Demokrasi İçin Sadece Halkın Direnişi Yetmez
15 Temmuz gecesi sokaklara dökülen halk, tankların önünde durarak büyük bir irade gösterdi. Ancak demokrasiyi korumak sadece sokağa çıkmakla olmaz. Şeffaflık, hesap verilebilirlik, güçlü kurumlar ve tarafsız yargı da bu mücadelenin ayrılmaz parçalarıdır.
Eğer bugün bazı yapılar hâlâ sorgulanamıyorsa, eğer bazı isimler geçmişteki ilişkilerini gizleyip yeni roller üstlenebiliyorsa, bu da sorgulanmalıdır. Aksi takdirde gerçek yüzleşme yapılmış sayılmaz.
Sonuç Yerine: Unutma Ama Unutturulmasına da İzin Verme
15 Temmuz'u anmak önemlidir. Ancak sadece tekrar edilen cümlelerle değil; gereken dersleri alarak, eksiklikleri görerek ve çifte standartlara karşı durarak anmak gerekir. Gerçek adalet, yalnızca geçmişle yüzleşmekle değil, geleceği güvenli kılmakla da ilgilidir. O nedenle 15 Temmuz'un bize bıraktığı asıl sorumluluk, bir daha böyle bir karanlığı yaşamamak için kuralları, kurumları ve vicdanı birlikte ayakta tutmaktır.