Mümin Ülfet Eden Ve Kendisine Ülfet Edilen Kimsedir
‘ Zaman hızla akıp geçiyor. Fani yaşam hızla tükenip gidiyor. Her kez o hesap gününe doğru hızla yol alıyor. Tek hakikattir Hak Teâlâ. Mutlaktır Yevmü’l Fasl ‘. Derdi Rahmetli babam. Çocuktum anlamazdım rahmetlinin çoğu zaman söyledikleriyle ne demek istediğini.
O söylemekten hiç hoşlanmazdı. Ama gayet iyi bilirdim atalarımın geçmişteki kimliğini. Çünkü oyuncak kutumda bile yer alırdı, yıllar ve yıllar sonra ne olduğunu öğrendiğim nişanlar. Rahmetli annemin saklamaya çalışıp ta, benim hep bulup ortaya çıkarttığım nişanlar.
Onlardan sadece bir tanesi, bir Harb-i Yunani nişanı bu güne kaldı yadigâr.
Rahmetli babam sevmezdi pırıltılı nesneleri. Deden de, dedelerin de sevmezdi böyle şeyleri derdi bana hiç usanmadan.
Niçin sevmezdi pırıltısıyla gözleri kamaştıran bu nesneleri? Hiç anlamazdım.
Pırıltılı şeyleri sevmezdi rahmetli babam. Bu nedenle ben de sevemedim onları hiçbir zaman.
‘ Pırıltılı nesneler kandırmak içindir. Pırıltıları kandırmak içindir. Sakın sen kanma onlara ‘. Derdi rahmetli babam durmadan.
Rahmetli anneannem ise bambaşka şeyler söylerdi. Çocuktum anlamazdım. ‘ Bir gün gelecek, Şeytan ve Ehl-i kal ortak olacak, birlikte dünyaya hükmetmeye kalkacak. Çok zaman da yok. Pek çokları bunu görecek ‘ der ve ‘ Cehennem şehvetlerle süslendi. Cennet ise zorluklarla donatıldı ‘ diye eklerdi durmadan.
Balkan kökenli bir Osmanlı ailesinin kızıydı rahmetli anneannem. Tamamen Osmanlı adabıyla yetiştirilmişti. Fani Âlem ‘den ayrılışına kadar da öyle kaldı. Bir Plevne Gazisi olan babasıyla olduğu kadar, dayılarının da amcalarının da derin hoca olmasından gurur duyardı.
Önemlidir derdi ruhunu temiz tutman.
Ne demek istediğini pek anlamazdım o zamanlar.
Rahmetli dedemden bize aktardığı ilginç şeyler de vardı tabii ki anlattıkları arasında.
Çocuktum çok iyi anlamazdım söylediklerini. ‘ Bir gün gelecek Şeytan Müslüman kisvesine girecek ve Ehl-i İslamı kandırmaya ve baştan çıkartmaya gelecek. Kanan kanacak. Kanmayan gerçek Müslümanlar olacak. Ama ne yazık o kananlara. Onların ebedi alamedeki yerleri çok kötü olacak. Sen sakın kendini. Uzak dur. Kanma sakın Şeytan’a ‘. Derdi hep bana durmadan.
Rahmetli dedem çok sayıda yetkin ulema yetiştirmiş bir ailedendi. Ben şahsen hiç tanımadım kendisini. Fani âlemden göçüp gitmişti benim gözlerimi açmamdan 19 yıl önce. Ama aktarırdı büyüklerim hiç durmadan onun ve onun dedelerinin de öğütlerini.
Atalarım dini konularda yalan yırtık bilgilerle bir yere varılamayacağını ve yalan yırtık bilgilerle yetiştirilenlerin ve ahkâm kesenlerin her kim olurlarsa olsunlar fani âlemin maddiyatına çabuk kanacaklarını daima tekrar ederlerdi. Daha da ileri gider Şeytan’ın sözcü olarak özellikle böyle kişileri seçtiğini söylerlerdi.
Ve de eklerlerdi ‘ Sen bir kulsun unutma, Sarıl sıdk ile Allah’a. ‘
Ehl-i Kal’i de Ehl-i Hal’i de çok iyi tanıdım ve ne olduklarını da çok iyi anladım.
Şeytan nice insanı kandırır derlerdi.
Bunu da çok iyi anladım.
‘ Asıl mücahit Allah yolunda nefsiyle savaşan kimsedir. ‘ derlerdi hep.
Şeytanın âlimleri sevmediğini söylerdi büyüklerim. ‘ Şeytan âlimleri sevmez. ‘derlerdi, durmadan hep.
Daha sonra, Muhyiddin-i Arabî’den öğrendim bu işin gerçeğini de çok daha net.
Şeytan ‘ Kendisini sabırlı bildiğim, şüpheli işlerlerden sakınan âlimi… ‘ sevmem diye belirterek, ne güzel de ifade etmiyor mu bu gerçeği çok daha net.
Gayet iyi biliyorum şimdi Şeytan’ın sevdiği kişileri seviş nedenini.
Hatırlıyorum hep şu kutlu hadisleri :
‘ Mümin iyi niyetli olduğu için aldanır. Facir ise, kötü niyetli olduğu için aldatır. ‘
‘ Mümin saftır, kerimdir. Facir hilekârdır, leimdir ‘
‘ Ayağı tökezlemeyen hilm sahibi olamaz. Tecrübe kazanmayan da, hikmet ehli olamaz ‘.
‘Allah bütün kullarını, gayretlerine ve rızıklarına göre rızıklandırır ‘.
‘ Mümin ülfet eden ve kendisine ülfet edilen kimsedir. ‘