Tarih: 17.08.2009 17:37

Sinan köy kalesi ortaya çıkartılmalı...

Facebook Twitter Linked-in

Sinan köy kalesi ortaya çıkartılmalı...

Geçtiğimiz hafta Cuma gecesi iş çıkışında buluştuğumuz Cumhurla birlikte Sinan Göçmen'in Şehzadesi' ne gittik.

 Niyetimiz Şehzade'nin herkesin dilinden düşmeyen Kelle Çorbası ile Mercimek ve işkembe çorbalarını tatmak ve püfür püfür esen poyrazın tadını çıkarmaktı.

Şehzade; Selimiye nin gölgesinde kalmış ama adeta Selimiye nin balkonu gibi muhteşem bir atmosferi olan, tarihin içinden çıkıp gelmiş bir güzel mekân; insan içersine girmeden bunu anlayamıyor!

Birçok Edirneli gibi bende Şehzadenin her gün yanından geçiyor karşısından bakıyordum ama bir türlü içersine girmek ve hayırlı işler olsun demek bana nasip olmamıştı. Nasip bu güneymiş dedim ve kendimi o muhteşem atmosfere atı verdim.

Sinan sağ olsun her zamanki efendiliği ile bizi kapıda karşıladı ve yer gösterdi. Tam oturacak ken Cumhur Edirne gazete camiasının bence duayenlerinden olan Cavit ağabeyi gördü ve elini öpmek üzere onlara doğru yöneldi. Tabiî ki bende arkası sıra doğru Cavit abiye yöneldim. Elini öpüp masanın uzak ucunda oturan eşi Hanım efendinin halini hatırını sorup masamıza dönecekken; Cavit ağabey sordu, yarın geliyorsun değimli? Engin Beksac hoca basına Sinan köy kalesindeki tarihi eserlerle ilgili, yerinde çok önemli bilgi verecek...

......

Kendisine cumartesi günü daha önceden yapılmış bir programım olduğunu ancak arkadaşlarımdan izin alabilirsem Sinan köye gelebileceğimi söyledim ve yanlarından ayrıldım.

Cumartesi günü yerel basın ve Ulasal medyanın temsilcilerinden oluşan bir otobüs gazeteciyle beraber saat 12 00 gibi Sinan köydeydik. Kendini çok sevdiği köyüne adamış ve her platformda Sinan köy kalesini dili döndüğünce anlatan Cavit ağabeyi kırmamak ve uzun zamandır merak ettiğim kaleyi görmek için yola çıkarken nasıl olsa kaleye bir traktörle çıkarız diye umuyordum ya yanılmışım...

Engin Beksac hoca 25 yaşında genç bir delikanlı edası ve heyecanıyla hem anlatıyor hem yürüyor; gençler neyse de benim dilim bi karış dışarıda soluk soluğa kalenin zirvesine ya varırım ya varamam yorgunluğunda, sağ olsun genç gazetecilerin kontrolünde ve gazıyla nihayet kalenin üzerine çıktığım gibi kendimi gördüğüm ilk sur kalıntısının üzerine atmam bir oldu!.

 Bu arada zirveye çıkana kadar iki şapel birkaçta mezar kalıntısı hakkında engin hocadan detay bilgiler almayı da ihmal etmedim! 

Tarihi Trak'lara dayanan bu muhteşem eserler zamanın ve insanoğlunun acımasızlığı karşısında var güçleriyle direnirlerken; böylesine bir zenginliği biz Edirneliler nasıl görmezden gelmişiz anlamak öyle zor ki!!! Kalenin surlarından geriye kalan kalıntılarda çağların ve medeniyetlerin izlerini görmek, adedi bilinmeyen su sarnıçlarının birbirileriyle bağlantılarının gizemini ve mağaraların sırlarını gün ışığına çıkartıp insanlığın ziyaretine sunmak, bilinmeyenleri öğrenmek ve gelecek nesillere koruyarak teslim etmek bence bir insanlık borcu...

Konuyla ilgili İl Genel Meclisinin ve Sayın Vali Mustafa Büyüğün Sinan köy kalesi kazı çalışmalarıyla ilgili küçükte olsa bir hazırlık içersinde olduğunu öğrenmenin rahatlığıyla inanıyorum ki; Valimiz bu tarihi zenginliği ortaya çıkartmak için en kısa süre içersinde Kültür Bakanlığını da kişisel ilişkileriyle devreye sokacaktır.

Sinan köy kalesini görmek isteyen yetkililer için zaten mevcut olan tırmanma yolunu, en kısa süre içersinde bir greyderle kullanılır hale getireceğinin sözünü veren, Lalapaşa Belediye Başkanı Sayın A. Osman Uzman; konunun her platformda takipçisi olduğunu yaptığı çalışmalarla bize gösterdi. Geriye hep birlikte Sinan köy kalesine sahip çıkmak kalıyor ve kazı çalışmalarının başlatılması kalıyor. Bekleyip görelim diye cem ama binlerce yıl insanlardan saklanmış bu güzelliklerin Edirne mizin zenginliğine zenginlik katacağını bilmek ve beklemek inanın çok kötü. Lütfen gücü olan her kes tutsun bu işin ucundan.

Haaa..siz şehzadenin çorbalarını merak ettiniz değimli? İnanın bana kendinizi Selimiye nin balkonunda hissedecek ve nefis çorbalar içeceksiniz. Yeter ki siz de benim gibi yapın bir akşam şehzadeye sapın... 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —