10565,74%-0,59
42,17% -0,01
49,02% -0,28
5558,99% -1,71
9196,59% -3,17
AK Partili Suiçmez iyi oku… Bak Orman ve Su işleri Bakanı ne diyor.
23 0cak 2012 tarih ve 95 sayılı Gazetemizin “ Avarız köyü su altında kalırsa bedelini kim ödeyecek.” başlıklı haberi için katıldığı bir televizyon programında; haberimizi ve gazetemiz yazı ileri müdürü Hamza Yasayı kastederek yaptıkları işin öneminin neredeyse taşkın tehlikesine değeceğini ifade ederek; “Köyü dere kıyısına ben mi kurdum!” demek pişkinliğini göstermişti. Oysa biz gazete olarak yapılan işin doğruluğunu değil, yapıldığı yerin yanlış olduğunu söyleyip Orman ve Su işleri Bakanı işaret ettiği tehlikeden söz etmiştik…
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI EROĞLU; “DERE YATAĞI HİÇBİR ZAMAN İŞGALE MÜSAADE ETMEZ”
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, kar erimeleri ve yağışlar neticesinde önümüzdeki günlerde meydana gelebilecek muhtemel taşkınları önlemek maksadıyla alınacak tedbirlerle alakalı istişare toplantısı düzenledi. Toplantıya Bakanlığa bağlı DSİ Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Mili Parklar Genel Müdürlüğü ile bunlara bölge müdürleri video konferans yöntemiyle katıldı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, muhtemel taşkınlarda can ve mal kayıplarının yaşanmaması için başta Bakanlık teşkilatı olmak üzere valiliklerin, bütün kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin, il özel idarelerinin ve vatandaşların dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın taşkınlarla alakalı olarak bugüne kadar iki kez genelge yayınladığını hatırlatan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bu genelgelere mutlaka riayet edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Derelerin DSİ Genel Müdürlüğü'nün olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Veysel Eroğlu, DSİ'den izin alınmadan derelerde hiçbir işlem yapılmaması gerekir dedi.
Yaşanacak Muhtemel Taşkınlara Karşı Bütün Valiliklere Genelge Gönderilecek
Bu hafta sonunda bütün valiliklere genelge göndermek suretiyle bütün kurumların alacakları tedbirleri açıkça ifade edeceklerine değinen Prof. Dr. Veysel Eroğlu, şöyle konuştu;
''Taşkında ya da sel baskınında herhangi bir can ve mal kaybı olmasını istemiyoruz. O bakımdan tedbirlerin ciddi şekilde alınması gerekir. Bilhassa Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'da sıcaklıkların yükselmesine paralel olarak sel baskınları olması muhtemeldir. Biz bunların nerelerde ne miktarda olabileceğini de belirleyeceğiz. Konuyla alakalı olarak derelerdeki kontrollerin hızlı bir şekilde yapılması lazım.
Dereler üzerine yapılan yanlış köprüler, menfezler, dere kenarlarına yapılan yollar, geçitler, bazen şişe ağzı gibi derenin önünü kapatmakta ve geri planda sel baskınlarına, can ve mal kayıplarına sebep olmaktadır.
Bütün derelerin, mutlaka gözden geçirilmesi ve herhangi bir kritik nokta varsa da onların belirlenerek, ilgili kurumlar marifetiyle bunların kaldırılmasının temini gerekmektedir. Özellikle dere yataklarında hafriyat toprakları varsa bunların derhal kaldırılması lazım. Maalesef geçmişte dere yatakları, bazı yerlerde çarpık yapılaşma neticesinde işgal edilmiş. Dereleri işgal eden bu vatandaşların da dikkatli olması lazım. En azından belediyelerin İmar Kanunu'nun 18. maddesini uygulamak suretiyle buraları en azından yeşil alan olarak ayırması lazım. DSİ tarafından belirlenen ve taşkın alanları dediğimiz alanlara herhangi bir yapı yapılması söz konusu olmaması lazım. Ama bunlara maalesef dikkat edilmiyor. DSİ'nin hesapları var. En azından 500 yıllık taşkın debisine göre derenin önünün açık olması lazım. Dere işgal ettiği alanı geri kazanır. Bunu unutmayalım. Dere yatağı hiçbir zaman işgale müsaade etmez.''dedi.
Sayın; Suiçmez demekki neymiş; 'Sözkonusu dere yatağı olunca maddi çıkarlar teferruat olmuyormuş!' yoksa sizin gibiler için olduğu gibi; ' söz konusu maddi çıkarlarsa parti felan teferruattır mı!' olacaktı?