Tarih: 26.01.2016 20:41

ALİ DEMİRKIRAN; ÜLKEMİZDEKİ SORUN, SİSTEM SORUNUDUR!

Facebook Twitter Linked-in

ALİ DEMİRKIRAN; ÜLKEMİZDEKİ SORUN, SİSTEM SORUNUDUR!

Saadet Partisi yılın ilk Divan Toplantısında bir araya geldi. Toplantıya, İl ve İlçe Başkanları ile Birim Başkanları katıldılar. Birim Başkanlarının bir aylık dönemde yaptıkları çalışmaların raporlarını sundukları toplantıda konuşan İl Başkanı Ali Demirkıran, “ülkemizdeki sorun, sistem sorunudur. Saadet Partisi’nin diğerlerinden farkının, olaylara güncel gelişmeler üzerinden, oluşturulan gündemler üzerinden değil, sistem açısından bakmasıdır.” Dedi.

Demirkıran konuşmasına,” gayretli çalışmalar yapan teşkilat mensuplarına il teşkilatımız adına gönülden teşekkür ediyorum”  diye başladı.

 

 Demirkıran “Saadet Partimizin diğerlerinden farkı, olaylara güncel gelişmeler üzerinden, oluşturulan gündemler üzerinden değil,  sistem açısından bakmasıdır.

Biz biliyoruz ki, sıradan insanlar, kişiler ve olaylar hakkında konuşur. Yine bizim dışımızdaki partilerinde kişileri ve olayları konuşmaktan ileri gidemediğini görüyoruz. ‘O öyle dedi. Bu böyle dedi. Onlar şöyle yaptı, ya da böyle yapmadı…

Kişiler ve olaylarla ilgilenenler esas sorunu gözden kaçırırlar.‘Şikâyet ettiğin konuda haklısın da, nasıl düzelecek?’ diye sorduğunuzda zayıf ve kaçamak cevaplar verirler.” Dedi.

Demirkıran, konuyla ilgili açıklamasını başlıklar halinde sürdüğrdü,

ADİL BİR SİSTEM KURULMALI!

Esas sorun sistemdir. Bozuk tezgâh, bozuk makine hatalı ürün çıkarır. Esas olan sağlıklı bir sistem kurmaktır. ‘Adil bir sistem’ kurulması şarttır.

Duyuyoruz falanvekil, filanbakan,bir kişinin işe alınmasını sağlamış. Bir hastayla ilgili sorunu çözmüş. Bir şehidin yıkılmaya yüz tutmuş evinin yapılmasını sağlamış. Bunlar güzel, ancak münferit olaylardır. Aynı durumda olan yüzbinler, milyonlar ne olacak? Onların mağduriyeti nasıl giderilecek?

ÜRETENE ÇALIŞANA DESTEK VERİLMELİ!

İşsizlik sosyal bir yaradır. Birinin araya girmesi ile işe girmek yerine işsizlik sorununa sebep olan durumun tedavi edilmesi gerekir. Örneğin faiz ve rant ekonomisinin yerine üretene, çalışana destek verilmelidir. Faizden elde edilen milyonlarca liradan vergi alınmayan bir ülkedeyiz. Buna karşılık asgari ücret alanın, ancak kendini geçindirebilecek kadar kazanan esnafın üzerine çullanıyorlar.

Mazottan yüzde 70 vergi alınıyor. Bu verginin, faizin altında ezilen çiftçi tarlasını satmak zorunda kalıyor. Buna karşılık pirinç, ayçiçeği, et yurt dışında ucuz diyerek ithalat kapıları açılıyor.

MÜCADELEMİZ, HERKESİN HAKKINI ALMASIDIR!

Kısaca Saadet Partisi olarak sorunun bir sistem sorunu olduğunu biliyoruz. Ve çözümünde bu bozuk, kokuşmuş düzenin adil olanla değiştirilmesini istiyoruz. Asıl olan sistemin adil olmasıdır. Herkesin hakkını alabileceği bir yapının kurulmasıdır. Yaptığımız mücadelenin özü budur.

Bunu bilen güçler ve onların yerli işbirlikçileri de Milli Görüşle sürekli mücadele etmektedir. Perdenin kaldırılıp gerçeklerin görülmesine mani olmaya çalışmaktadırlar. Çünkü bu düzen birilerinin işine gelmektedir. Hatta bu düzeni ayakta tutmak için bazı medya, siyaset, sermaye güçleri işbirliği yapıyorlar.

ÇOCUKLARIMIZ, GELECEĞİMİZ TEHDİT ALTINDADIR!

Ülkemiz büyük bir manevi ve ahlaki çöküşün eşiğine getirilmiştir. Her gün gazetelerde, daha önce hiç görülmemiş şekillerde cinayet, soygun ve cinayetleryer alıyor.

Öte yandan her türlü fuhuş ve ahlaki sapkınlıklar, özgürlük adı altında her türlü çirkef ve çılgınlıklar.

Televizyonlar, internet ve diğer medya organlarından yayılan her türlü ahlaksızlıklar.Çocuklarımız, evlatlarımız, geleceğimiz tehdit altındadır.

Aileler tehdit altındadır, aile kurumu çöküşün eşiğine getirilmiştir.

Boşanmalar had safhaya çıkmış. Eğer aile çökerse, bilin ki, bu enkazın altından hiç kimse çıkamaz.

ZULÜM İLE ABAD OLUNMAZ!

Ortadoğu’da yaşananlar, Fas’tan Endonezya’ya kadar İslam âlemini kontrol altına almayı amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçasıdır. AKPiktidarı dış politikada ülkemizin ve İslam dünyasının geleceğini tehdit edecek işlere alet olmaktadır.

Her şeyi ekonomik çıkara indirgeyen, tüm ahlaki ve insani değerleri yok eden, sınırsız kazanç hırsıyla toprağı, suyu, havayı kirleten materyalist batı medeniyeti insanlığı felaketin eşiğine getirmiştir.

Biliyoruz ki, bu böyle devam etmez, Zulüm ile abad olunmaz.

Zulmün, sömürünün, haksızlığın ve gözyaşının zirveye çıktığı bu çağda, insanlığın, ekmek gibi, su gibi, hava gibi, Milli Görüş’e ihtiyacı var.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —