BİR GÜREŞÇİNİN HİKAYESİ: SÜLOĞLU'DAN AVRUPA ŞAMPİYONLUĞULA UZANAN YOL
Yıl 2014’tü…
Süloğlu’nda belediye borç yükü altında eziliyor, otobüsler haczediliyor, maaşlar ödenemiyordu. Ama tam da o zorlu günlerde bir adam vardı ki geleceğe umutla bakıyordu. O adam, Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran’dı.
Hayali büyüktü: Küçücük bir ilçede çocukların sadece yollarla, parklarla değil, sporla da büyümesi… Hayata tutunması… Zararlı alışkanlıklardan uzak durması…
Güreşe özel bir ilgisi vardı Mehmet Başkan’ın. Bu tutkuyla dönemin kaymakamıyla bir araya geldi. İlçede Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla görev yapan usta öğretici Tamer Ergül ile tanıştırıldığında, işte o anda bir kıvılcım yandı.
Tamer Hoca’nın gözlerindeki inanç, çocuklara duyduğu sevgi, güreşe olan adanmışlığı Başkan Ormankıran’ı etkiledi.
"Bu çocuklar için daha fazlasını yapabiliriz," dediler.
Ve yaptılar…
Süloğlu Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nün kapalı spor salonunda mindere ilk adımlar atıldı. Büyükşehirlerin imkânlarının yanına bile yaklaşamayan bu küçük ilçede her yıl 20’ye yakın sporcu güreşe başladı. Ter döküldü, çamura düşüldü, kalkıldı.
Ve bir gün…
Erkek sporcuların arasında mindere çıkan dört kız dikkatleri üzerine çekti. Onlardan biri, belki de en sessizi, ama en kararlısıydı: Eylem Engin.
Keramettin Köyü’nde çiftçi bir baba ile ev hanımı bir annenin kızıydı Eylem.
Süloğlu Ortaokulu’nda eğitim görüyordu. Mütevazı, sessiz, ama gözlerinde hep bir mücadele parıltısı…
O parıltı, zamanla Türkiye genelindeki müsabakalarda derecelere, ardından da Milli Takım kampına dönüştü.
Ve sonunda:
Eylem Engin, Türkiye Güreş Milli Takımı’na seçildi.
O an yalnızca Eylem değil, tüm Süloğlu mindere çıktı.
Tamer Hoca artık TOHM (Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi) antrenörü olmuştu.
Edirne’den ülkemizi temsil eden bir sporcu yetişmişti.
Küçücük bir ilçeden, Avrupa’ya uzanan bir yolculuk başlamıştı.
Ama bu başarı hikâyesinin tek kahramanı yoktu.
Ne Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran, ne Tamer Hoca, ne de diğer emeği geçenler “ben yaptım” demedi.
Herkes, “biz yaptık” dedi.
Siyaset kapının dışında kaldı; birlikte üretmek, birlikte başarmak ön planda oldu.
Başkan Ormankıran’ın hassasiyetiyle takım formalarına asla “Süloğlu Belediyesi Güreş Takımı” yazılmadı.
Orada tek bir isim vardı: Süloğlu Güreş Takımı.
Çünkü bu başarı sadece belediyenin değil, tüm Süloğlu’nundu.
Eylem’in başarısı yalnızca bir başlangıçtı.
Trafik kazasında kaybettiğimiz Ersin Eren Avcıl, Türkiye genelinde altın madalyalar kazanmıştı.
Tuğberk Koç, gelişimi için Çatalca Belediyesi Güreş Merkezi’ne,
Bartu Atakan Çetin ise Ankara Güreş Spor Kulübü’ne gönderilmişti.
Bugün Eylem Engin, Avrupa Şampiyonu.
Sadece bir sporcu değil; bir ilçenin, bir hayalin, bir inancın simgesi.
Ve bu hayalin mimarı olan Belediye Başkanı Mehmet Ormankıran, bugün hâlâ aynı cümleyi kuruyor:
“Yollar yapılır, çöpler alınır, binalar yükselir. Ama bir insan yetiştirmek… İşte o, her şeyin ötesinde bir güzelliktir.
Bir yılını düşünüyorsan buğday ek,
On yılını düşünüyorsan meyve dik,
Ama yüz yılını düşünüyorsan insan yetiştir.
En büyük yatırım, insana yapılan yatırımdır.”