10640,15%-1,38
42,23% 0,00
48,90% 0,13
5622,58% 0,72
9286,16% 1,21
Edirne Giyimde neler oluyor...

İlimizin en köklü kuruluşlarından olan Edirne Giyim Sanayisinde yaşanan gelişmeler üzerine Gazete olarak olayı Edirne kamuoyuna tüm açıklığı ile anlatmak amacıyla bir araştırma yaptık.
Kapıkule yolu üzerindeki fabrika tesisleri giderek işveren temsilcisi, işçiler ve sendika temsilcileriyle görüşelim istedik. Ancak işveren temsilcisi ve işçilerle görüşme talebimize; güvenlik görevlilerince fabrika sahasından çıkartılarak cevap aldık!
Bunun üzerine fabrika girişinde kurulu olan grev çadırındaki sendika temsilcilerine konuyla ilgili sorular sorduk.
TEKSİF Örgütlenme Dairesi Müdürü Sayın; Asalettin Arslanoğlu sorularımıza açık yüreklilikle ve samimiyetle cevap verdi. Yaptığımız röportajı okuyunca sizlerde anlayacaksınız ki; sendika baskı altında çalışan işçilerin yok edilmeye çalışılan temel haklarının peşinde; işverene ve işyerine verilebilecek en az zararla kanuni mücadelesini sürdürüyor.

H.Yasa; 34 yıldır sendikanın örgütlü olduğu, işçilerin Toplu İş Sözleşme düzeninde çalıştığı Edirne Giyim Sanayi'de işveren neden sendikaya karşı çıkıyor?
Asalettin Arslanoğlu; İki yıl önce Edirne Giyim'de çalışan işçi sayısı 800 kişinin üzerindeyken, İşveren içerde Birlik Konfeksiyon adında bir taşeron şirket kuruldu. O günden bu güne Birlik Konfeksiyon'da çalışan işçilerin sayısı 700 kişiye ulaştı. Edirne Giyim'de çalışanların sayısı ise 500 kişiden aşağıya düşmüştü! Edirne Giyim eski, kalifiye, emekliliği yaklaşmış olan işçileri işten atıp Taşeron firmaya düşük ücretli işçi alma yolunu seçmiş ve fabrikayı sendikasız işçilerin çalıştığı bir iş yerine dönüştürmeye başlamıştır! Sendika bu tehlikeyi görmekte ve işvereni bu uygulamadan vazgeçmeye davet etmektedir. Ayrıca Sendika; taşeron şirkette çalışanlarında Edirne Giyim'de çalışanlarla aynı ücretler ve sosyal haklarda çalışmasını istemektedir!

İşveren bu teklifi reddetti ve toplu sözleşme masasını terk etti!
H.Yasa; Sendika taşeron şirkette çalışanlarında Edirne Giyim'de çalışanlarla aynı ücretler ve sosyal haklarda çalışmasını istedi diyorsunuz; başka talebiniz varmıydı?
Asalettin Arslanoğlu; Evet, diğer bir talebimiz de bütün çalışanların şu anda almakta olduğu ücretlerine %4 oranında zam yapılmasıydı.
H.Yasa; İşveren bir açıklama yaptı ve sendikanın istediği %4 yerine %4,3 zam yaptığını ilan etti. Bu sizin talebinizin yerine getirildiği anlamına gelmiyor mu?
Asalettin Arslanoğlu; Hayır, hayır; işverenin verdiği zam devletin asgari ücrete yapmış olduğu zamdır. Biz sendika olarak bunun üzerine %4 zam talep ettik.
H.Yasa; Yani iki talebiniz vardı denilebilir mi?

Asalettin Arslanoğlu; Evet, fabrikada çalışan herkes (Edirne Giyim veya Birlik Konfeksiyon) toplu iş sözleşmesi kapsamına alınmalı, herkesin ücretine %4,3'ten sonra %4 oranında zam yapılmalı.
H.Yasa; İşveren neden taşeron işçi çalıştırmakta ısrarlı?
Asalettin Arslanoğlu; Taşeron işçilerin işverene maliyeti daha düşük. Sendika üyesi işçiler her biri sadece kendi maliyetini hesap ediyor ve maliyetini düşük buluyor. Hâlbuki yaklaşık 500 işçinin işverene maliyeti hesap edilmeli. İşveren bunu hesap ediyor. Aynı işi yapan ama daha düşük ücretle, sosyal haklarla çalışan üstelik işten atarken kıdem ve ihbar tazminatı daha az tutan, SSK primi ve vergisi az tutan işçileri tercih ediyor.
H.Yasa; İstifa eden işçilerin ne gibi kayıpları olabilir?
Asalettin Arslanoğlu; Kayıplarını sıralıyalım;
1. Hukuki güvencelerini kaybediyorlar: İstifa eden işçilerin hukuken güvencesi ortadan kalkmış oluyor. Sendika kayıt fişi işçilerin zırhı gibidir. Üyelikten istifa ettirilen işçilerin bu zırhı elinden alınmış, savunmasız bırakılmıştır.
2. Ücret kayıpları: İşveren her birisi için 80 milyon ödeyerek istifa ettirdiği işçilere, olay kapandıktan sonra "ya asgari ücretle çalışırsın ya da işte kapı" diyecektir. Sendikanın olmadığı bir yerde 500'e yakın işçiye neden ikramiye, gıda yardımı, yakacak parası ve diğer hakları vermeye devam etsin.
3. Kıdem ve ihbar tazminatı kayıpları: Ücretleri düşen işçinin kıdem ve ihbar tazminatı da düşecektir. Kıdem ve ihbar tazminatı, işçinin aldığı bürüt ücret üzerinden hesap edilir. Sendikanın almakta olduğu haklar ortadan kalkınca ücretler düşecek, buna bağlı olarak kıdem ve ihbar tazminatı da düşecektir.
4. Emekli maaşları düşecek: Emeklilikte aldığımız maaşlar, çalışırken almış olduğumuz ücretler üzerinden belirlenmektedir. SSK primlerimiz yatırılırken almakta olduğumuz ücretler üzerinden yatırılır. Aldığımız ücretler düşükse, yatırılan SSK primlerimizde düşecek bu durumda emekli olunca alacağımız maaşlarda düşecektir.
5. İşten atılma riski: Ücretlerinde yapılacak düşüşleri kabul etmeyecek olanların işten atılması kolaylaşmış olacak. Halen sendika üyesi olanlar için sendika hukuki destek verecek, sendikaya üye oldukları için hedef seçildiğini iddia edecek, mahkemelere müracaat edecek ama üye olmayanlar bütün umutlarını kaybetmiş olacaklardır. İşveren ile karşı karşıya kalacaklardır.
H.Yasa; İşçiler sendikadan istifa ederken bu haklarını kaybedeceklerini düşünmediler mi?
Asalettin Arslanoğlu; hiçbir İşçiler sendikadan kendiliğinden istifa etmedi. İşçileri, İşverenin işten atma tehditleriyle istifa ettirdi. İstifaya zorlanan işçilere; hiçbir hak kaybı olmayacağı sözü verildi. İşçiler şunu bilmeliler ki, sözün hiçbir anlamı yoktur. Biliyorsunuz "söz uçar" derler. Sendikadan istifa sürecinin asıl mimarlarından birisi olan arkadaşımızın başına geçen hafta gelenleri herkes düşünmelidir. İşveren, işine gelmediği noktada hiç kimseyi tanımaz, bunu müdürler, şefler, grup başları ve işçiler unutmamalıdır.
H.Yasa; Siz neler yapıyorsunuz?
Asalettin Arslanoğlu; İşveren sendikanın yetkisini düşürmek amacıyla greve çıkmamızı engellemeye çalıştı. Eğer greve çıkmasaydık sendika fabrikada ki yetkisini kaybedecekti. İşveren bunu başaramadı ve 2 Nisan 2009 tarihinde greve çıktık, Grev Nöbeti'ne devam ediyoruz.
H.Yasa; işveren "sadece 4 kişiyle greve çıkabildiler" diyor. Buna ne diyeceksiniz?
Asalettin Arslanoğlu; Evet, sadece 4 işçi temsilcisiyle greve çıktık. Greve çıkmadan bir gün önce iki grup işçiyle toplantı yaptım. Yaklaşık elli kişi bizimle greve çıkma talebinde bulundu ama biz bunu reddettik. İşçilere de açıkladık, 2822 sayılı yasada belirtildiği gibi greve çıkmasak yetkimizi kaybedecektik, grev çıkarak yetkimizi kurtardık, sadece temsilcilerle greve çıkarak daha iyi organize edilebilecek ve gerektiği durumda uzun süre sürdürülebilecek bir grev tasarladık.
H.Yasa; Greve çıktığınız gün Brüksel'den bir sendikacı geldi. Bunun anlamı nedir?
Asalettin Arslanoğlu; Grevi başlatan, ITGLWF'in (Uluslar arası Tekstil Hazırgiyim Deri İşçileri Federasyonu) Genel Sekreteri Neil Kearney'dir. Biz TEKSİF Sendikası olarak bu sendikanın üyesiyiz. Edirne Giyim'de halen çalışan ve greve çıkan işçilerde ITGLWF'in üyesidir. Bu nedenle Neil Kearney'in Edirne'ye gelişi anlamlıdır. Bu sendikanın bütün dünyada 110 ülkeden toplan 217 sendika üyesidir. Tekstil ve deri sektöründe toplan 10 milyon işçiyi temsil etmektedir.
H.Yasa; işveren siparişlerini kestirmeye çalıştığınızı söylüyor. Bu doğru mu?
Asalettin Arslanoğlu; Bu doğru değil, istemesi durumunda işverenle ve işveren temsilcileriyle belgelerimizi de göstererek tartışmaya hazırız. Edirne Giyim, Hugo Boss, Carl Gross, Eduard Dressler gibi önemli Alman markalarına üretim yapmaktadır. Yurt içinde Kığılı, Vakko ve Egemen'e üretmekteydi. Vakko, TEKSİF'in örgütlü olduğu bir iş yeridir. Vakko'da endüstri ilişkileri çağa uygun devam etmektedir ve Vakko'nun koruması gereken çok önemli bir markası ve imajı vardır. Sanırım Vakko sendikaya savaş açmış bir iş yerinde üretim yaptırmaz, burada sendikanın hiçbir müdahalesi olmadan yapılacağını sanıyorum.
Hugo Boss, Carl Gross ve Eduard Dressler ise eşit işe farklı ücret uygulamasına, sendikal nedenle baskı yapılmasına kendi imajları açısından müdahale edecektir. Alman 1. kanalı hem İzmir Hugo Boss önündeki gösterileri izlemiş hem de Edirne Giyim grevcileriyle görüşmeler yapmıştır. Bu işin doğasında olan, markaların yapacağı şeylerdir. Sendika bu araçları elbette kullanacaktır. Eğer sendikamızın, ITGLWF, IG Metal'in (Alman Sendikası) masaya dön çağrıları cevapsız kalırsa ulusla ve uluslar arası alanda yeni bir kampanya başlatılacaktır ki bu sendikanın hakkıdır.
H.Yasa; İşçilerden ne bekliyorsunuz?
Asalettin Arslanoğlu; İşçilerden yaklaşık elli kişi tüm baskılara rağmen istifa etmemişti. Zorla istifa ettirilenlerin bir kısmı aynı gün veya ertesi gün üye oldular. Son bir haftada yeniden üyelikler hızlandı ve üye olmak için kendi içlerinde örgütlenmeye başladılar.
H.Yasa; Üye olanlara baskı yapılmasından korkmuyor musunuz?
Asalettin Arslanoğlu; Üye olanları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na ve işverene bildirmiyoruz. Ayrıca aidatta kesmiyoruz. Sorun çözüldükten sonra, yeni toplu iş sözleşmesi imzalanmadan her şeyi gizlemeye karar aldık. Bazı arkadaşlar noterin ve sendikanın izlendiğini iddia etti. Bu duruma karşı önlem aldık, her hangi bir vatandaşın başka birisini veya noteri ya da sendikayı izlemesi yasal değildir. Bu nedenle bizi izleyen birisini yakalasak derhal polise ve adliyeye teslim edeceğiz. Şimdilik böyle bir olay yakalamadık
Sendika temsilcilerinin sorularımıza verdiği cevapları yorumsuz sizlere aktardık. Şayet işveren ya da işçilerden cevap vermek isteyen olursa onlarında cevaplarını yorumsuz siz okuyucularımla paylaşmaya hazır olduğumun bilinmesi dileğimle...