Tarih: 16.03.2015 17:45

EİG; “BAŞÖRTÜDEN KURTULARAK ÖZGÜRLEŞEN KADIN HEYKELİ” KÜLTÜRÜMÜZÜN NERESİNDE?

Facebook Twitter Linked-in

EİG; “BAŞÖRTÜDEN KURTULARAK ÖZGÜRLEŞEN KADIN HEYKELİ” KÜLTÜRÜMÜZÜN NERESİNDE?

8 Mart Dünya kadınlar gününde Edirne Belediye başkanlığınca Cumhuriyet meydanında açılışı yapılan heykelle ilgili; “Bu heykel yaklaşık 10 yıl önce 28 Şubat cuntasının İslami kesime yönelik zulümlerinde tetikçilik vazifesini fazlasıyla yerine getiren, ama bunu yetersiz gören dönemin Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci’nin desteğiyle yaptırılmıştır.” Diyen  Edirne İslam Gençliği yaptığı yazılı açıklamada “13.03.2015 tarihinde bir grup başörtülü kız öğrencinin yaptığı basın açıklamasına tam destek verdiğimizi tekrarlıyoruz. Basın açıklamasının altında imzamız olmamasına rağmen “sol gazete” isimli sosyalist yayın organı, eylemi derneğimiz organize etmiş gibi sunarak üyelerimiz ve eyleme destek veren herkesi hedef göstermiştir.” Dedi.

Edirne İslam Gençliği olarak konuyla alakalı görüşlerimiz kısaca şöyledir;

Bu heykel yaklaşık 10 yıl önce 28 Şubat cuntasının İslami kesime yönelik zulümlerinde tetikçilik vazifesini fazlasıyla yerine getiren, ama bunu yetersiz gören dönemin Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman İnci’nin desteğiyle yaptırılmıştır. Bu şu demek; Bu heykel Başörtüsüne karşı düşmanlığıyla bilinen yasakçı Profesörün tesettüre olan nefretini temsil etmektedir! Öyle iddia edildiği gibi “medeniyete koşan cumhuriyet kadınını” temsil eden “masum sanat eseri” falan değildir. İlk yapıldığında halkın bir kısmının tepkisini çeken ve sonra halk tarafından parçalanan bu heykel tekrar yapılmış ve Vali Konağının önüne dikilmiştir. Şimdi, Başörtüsüne ve başörtülülere, İslam’a ve Müslümanlara hakaret niteliği taşıyan bu heykel şehir meydanına dikildi. Bizler bu tepkimizi Edirne’lilerin geneli adına vermedik, vermeyiz. Ama önceki açıklamada belirtildi ve dendi ki; bu heykel “toplumun bir kısmının” değerlerini yok sayarak aşağılamıştır ve hakaret hükmündedir. “Özgür kadın heykeli” diye yutturulan heykel Bulgar asıllı Minço Minev adlı heykeltraş’ın elinden çıkmıştır ve onun hayat felsefesinin, dünyasının ve kültürürünün ürünüdür. Kadını metalaştıran batı kültürünün ürünüdür. Kadını kişiliğiyle değil dişiliğiyle varetme derdinde olan batı medeniyetinin ürünüdür. Heykelin hemen ardında “cumhuriyeti böyle kurduk” adlı duvar resmi ile heykelin mantığı çelişmektedir. Zira Anadolu kadını çıplak değildi ve kurtuluş savaşı seküler iradeyle değil imanla sürdürüldü. Bu çıplak heykel ne Türk kadınını, ne Kürt kadınını, ne Laz kadınını ne Roman kadınını temsil etmektedir! Ama her ırkın içinde batı kültürüne aşık asimile olanlar mevcuttur.

Bu anlamda bu estetikten yoksun ideolojik nefreti temsil eden heykel;

Başörtüsü taktığı için babası tarafından av tüfeğiyle öldürülen Cevahir Çağları,

Başörtüsü taktığı için yemin törenine alınmayan asker analarını,

Başörtüsü taktığı için okula çocuğunu almaya giden ve İstiklal marşı okunurken okul bahçesi dışında tutulan anneleri,

Şapka kanununa karşı çıktığı için asılarak katledilen Şalcı Bacı’yı.

Başörtüsü eyleminde polis darbesiyle bebeğini düşünen Nuray Canan Bezirgan’ı,

Başörtüsü taktığı için kazandığı ödülleri verilmeyen öğrencileri,

Başörtüsü taktığı için indirimli otobüs kartı bile alamayan öğrencileri,

Başörtüsü taktığı için polis, asker ve savcı olan eşlerinden ayrılması tehtidiyle muhatap olan kadınları,

Başörtüsü taktığı için meclisten kovulan milletvekili Merve Kavakçı’yı,

Başörtüsü taktığı için mezuniyet albümüne alınmayan öğrencileri,

Başörtüsü taktığı için okula ve derslere alınmayan okullarından atılarak bilgi edinme hakkı gaspedilen on binlerce öğrenciyi,

Temsil etmemektedir!

Bu heykel Özgecan gibi tecavüz edilerek katledilen, ama başörtülü olduğu için gazete ve haberlerinde yer vermedikleri Fatma Nur’u temsil etmemektedir!

Bu heykel Özgecan’ın katil ve tecavüzcülerine rahatlık sağlayan tahrik ve teşvik eden düzenin savunucularının heykelidir!

Osman İnci zamanında özetle şunu demiştir; “…Bizim türbanla derdimiz yok türbanın altındaki kıyafetle (tesettürle) derdimiz var. Türban takarak Cumuriyet’e tavır alıyorlar. Ve Yasaklar yeterli değildir…”

Biz de diyoruz ki; “Bizim derdimiz heykelle değil. Heykelin ardına gizlenen zihniyetledir. Ve bu heykel İslam’a ve İslami değerlere, tarihimize ve kültürümüze karşı bir tavırdır.”

Bunun bir heykelden öte bir ideolojiyi temsil ettiğini anlamak için “sol gazete” isimli gazetede aleyhimizde yapılan haberin altındaki yorumlara bakılabilir.

Demekki neymiş? Konu heykel sanat vs. değilmiş! Bir heykel için bize ölüm tehtidleri savurarak namuslarımıza dil uzatanları kamuoyuna havale ediyoruz…

Ve yetkililerden bu ucubenin kaldırılmasını talebediyoruz…

Edirne İslam Gençliği

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —