10081%1,46
34,76% 0,27
36,72% -0,12
2946,08% 0,40
4830,79% 0,03
Onlar(DSİ)bir yetki almışlar ellerine, küçücük bir yetki ama insanları istedikleri gibi oynatıyorlar. İstediklerine izin veriyorlar, istemediklerine izin vermiyorlar. Kim onların değirmenine su taşıyorsa, herkes işini hallediyor!
MUSTAFA ALTUNHAN; DSİ EDİRNE’NİN EN GÜZEL ADASINI, BÜLBÜL ADA'YI MAFEDİYOR!
"Edirne'ye devlet göreviyle gelip,devletin gücüyle Edirne'yi mahvetmesinler! Edirne’nin en yeri güzelim Bülbül adasını mahvediyorlar!" Diyen 643'ncü Kırkpınar Ağası Mustafa Atunhan, Devlet Su İşleri yetkililerinin görevlerini kötüye kullandıklarını iddia ederek, Bülbül Adasında istediklerine izin verip, istenemezliklerinin ise önlerine set çektiklerini iddia etti!
643'ncü KırkpınarAğası ve Edirneli İş İnsanı Mustafa Atunhan, "Daha önce benim şirketim Devlet Su İşleri’ne bir başvuruda bulunuyor. Onlar bir yetki almışlar ellerine, küçücük bir yetki ama insanları istedikleri gibi oynatıyorlar. İstediklerine izin veriyorlar, istemediklerine izin vermiyorlar. Kim onların değirmenine su taşıyorsa, herkes işini hallediyor. En büyük suçu işleyenler en başta kendileri. Nehir kenarında DSİ’nin tesisleri var. Nehrin kenarını öyle bir kaplamışlar ki; onlar yapınca yan tarafında askeriye, diğer tarafta öğretmen evi, yan tarafında polis evi yapmışlar. Madem burası tehlikeli bir bölge, bizim en önem verdiğimiz askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin ne işi var orada? Madem burası taşkın sahası, ilk önce DSİ’nin terk etmesi lazım." Diyerek başladığı sözlerine şöyle devam etti:
Devlet Su İşleri’nin işi set çekmektir; seti çok güzel çekiyorlar ama burada da Edirne’nin en güzel adasını mahvediyorlar.
Benim de orada bir yatırımım vardı; bir şeyler yapmak istedim. Yatırım yapan başka insanlar da oldum. Milyonlarca lira para harcadılar. Herkesi suçlamak istemiyorum ben burada. Daha önce benim şirketim Devlet Su İşleri’ne bir başvuruda bulunuyor.
Onlar bir yetki almışlar ellerine, küçücük bir yetki ama insanları istedikleri gibi oynatıyorlar. İstediklerine izin veriyorlar, istemediklerine izin vermiyorlar. Kim onların değirmenine su taşıyorsa, herkes işini hallediyor. En büyük suçu işleyenler en başta kendileri. Nehir kenarında DSİ’nin tesisleri var. Nehrin kenarını öyle bir kaplamışlar ki; onlar yapınca yan tarafında askeriye, diğer tarafta öğretmen evi, yan tarafında polis evi yapmışlar. Madem burası tehlikeli bir bölge, bizim en önem verdiğimiz askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin ne işi var orada? Madem burası taşkın sahası, ilk önce DSİ’nin terk etmesi lazım.
Burada bir adliye lokali neden yok? Demek ki kanunen yasak olduğu için öyle bir teşebbüste bulunmamışlar, bir şey yapmamışlar ama diğer bütün kurumlar burada istediklerini yapıyorlar. Buraya bu santral, baraj yapılamazdı. Nasıl müsaade ettiniz? Burasının günübirlik tesis alanı diye belediyeden imarı var. Bu kanunda kalkmış onlarla da hiç alakası yok ama hala daha bunu öne sürüyorlar. Ne için? Kendilerinin elindeki yetkiyi istediklerine kullandırıyorlar, istemediklerine kullandırmıyorlar.
İnsanlar geldikleri zaman köprünün üzerinden fotoğraf çekiyorlar, köprünün üzerinden görüyorlar nehri. Bu nehir öyle bir kullanılmalı ki, Edirne’ye değer katmalı. Ben bunu Edirneliler için istiyorum. Dün Bakanımız geldi. Keşke buralara gelip baksaydı, ‘buralara bir şeyler yapın’ deseydi. Bülbül Adası, Edirne için o kadar büyük bir kayıp ki. Artık ben orada bir şey yapmayacağım, yapmak da istemiyorum. Yapacak olanların belki önü açılır.
Edirne’ye yönetici diye gelip, Edirne’ye ihanet etmesinler. Edirne’nin önünü kimse tıkamasın. Bundan sonra Edirne’ye kim ihanet ediyorsa, dilimin döndüğü kadar kendimi ifade edeceğim. Edirne’de ne aksaklık varsa, ne kötü oluyorsa kusura bakmasınlar ben bunları söyleyeceğim. Ben bu memlekette birçok görev yaptım. Şimdiden sonra benim hiçbir şeye ihtiyacım yok.
Bu sefer çok yumuşak şekilde geçiyorum ama şimdiden sonra sözlerim çok ağır olacak.
Bunu da herkes bilsin. Bülbül Adasını mahvetmesinler. Bülbül Adası, bülbüllerin şakıdığı yer olsun. Edirne’ye değer katsın. Edirne’nin değerini çok düşürüyorlar. Hiçbir nehrimiz kullanılmıyor.
Benim orada bir projem vardı. Para kazanmak amaçlı değil sadece ismimi yaşatacaktım. İnsanların içinde gezebileceği, tiyatro yapmak isteyenlerin tiyatro yapacağı bir yer yapacaktım. Bir sosyal tesisti. Sadece benim ismim burada yaşasın, işte ‘bu şehrin çocuğu Mustafa Altunhan buraya güzel bir şey yaptı’ desinler diye yapacaktım. Belki de sürekli zarar ederdi ama biz Edirne insanı olarak seviyoruz bir şeyler yaptığımızı göstermeyi. Benim amacım buydu. Benim tek istediğim Edirne’ye güzellikler olsun. Daha başka projelerim de vardı, önlendi. Edirne’ye ne kadar ihanet edildiğini kanıtlarıyla anlatacağım. Kanıt olmadan hiçbir şey konuşmam.