ÖZ; “ HOCAALI KATLİAMI İÇİN MEYDANI BOŞ BIRAKMAMALIYIZ”

ÖZ; “ HOCAALI KATLİAMI  İÇİN MEYDANI BOŞ BIRAKMAMALIYIZ”

Türk Ocağı Edirne Şube Başkanı Yakup Öz, Hocalı Katliamının dünya kamuoyuna yeterince anlatılamadığını belirterek; “ bu sene Hocalı katliamının 20. Senesi. Biz 20 yıl içinde maalesef Türk insanının neler yaşadığını tam olarak Dünya’ya anlatamadık.” Dedi. Bilindiği gibi;“1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gecesi, Rus ordusu 366. Alayı önderliğinde 2000’e yakın Ermeni askeri Dağlık Karabağ Bölgesi’ndeki Hocalı Kasabası’na saldırdı. Bu saldırıda çoğunluğu çocuk 613 sivil katledildi, 1275 kişi esir alındı. Bu esirlerden 150’sine hala ulaşılamıyor.”

Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı Kasabası’nda yaşanan Azeri sivillerin Ermeniler tarafından toplu şekilde katledilmesi  “Hocalı Katliamı” olarak tarihte yerini almıştır.“25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece, Rus ordusu 366. Alayı önderliğinde 2000’e yakın Ermeni askeri Dağlık Karabağ Bölgesi’ndeki Hocalı Kasabası’na saldırdı. Bu saldırıda 613 kişi katledildi, 1275 kişi esir alındı. Bu esirlerden 150’sine hala ulaşılamıyor.

Türk Ocağı Edirne Şube Başkanı Yakup ÖZ; o dönemdeki gelişmeler hakkında da şu bilgileri verdi:

“Karabağ’ın Ermenistan’a hibe edileceği belirtilince üniversitelerde olaylar çıktı. Azerbaycan Türkleri Karabağ’dan sürüldü, yüzlerce kişi öldürüldü. Azeriler bu duruma tepki gösterince silahlanmalarını önlemek için ellerinde av bıçakları ve tüfekleri dahi alındı. Fakat Ermeniler silahlıydı. Merkez Hükümeti yanlış politika takip etti ve Ermenistan’dan sürülen Azeri Türkler Karabağ yerine Bakü’ye yerleştirildi. Bakü’de ise en güzel yerler ve yüksek makamlar Ermenilerindi.”

Hocalı Katliamı’nın bilinçli ve sistemli bir şekilde yapılmış olduğunu belirten Yakup ÖZ sözlerine şu cümlelerle devam etti:

“Soykırımın bilinçli bir şekilde yapıldığını bugünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı da itiraf etmiştir. Hocalı’da insanların yanı sıra kasabalar ve tarihi eserler yok edilerek ölenlere işkenceler yapıldı. Bu yüzden bu harekâta katliam demek doğru değildir, yapılanlar tam anlamıyla bir soykırımdır. Çünkü bir toplum Türk olduğu için bilinçli olarak yok edilmiştir. Bu süreçte Rusya da Ermenileri bilinçli şekilde silahlandırmıştır ve onlara devlet vaat etmiştir ama özerklik bile vermemiştir.”

Yakup ÖZ; katliamdan önce de Azerilerin çok zarar gördüğünü belirtti ve bunu şu bilgilerle destekledi:

“1948’de Sovyetler Birliği Merkez Komitesi ve Bakanlar Kurulu kararıyla Ermenistan’da yaşayan Türkler sürüldü. Savaşsız bir ortamdaki sürgünü anlamak mümkün değildi. Bundan başka 1988’de son sürgün yapıldı. Ermeni sürgününün başarılı olma nedeni, önceden Ermenistan’daki Azeri aydınların dağıtılmasıdır. Sona kalan köylü kesiminin sürülmesi ise daha kolay olmuştur.”

Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu. Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna, 'Hocalı Katliamı' başsorumlusu olan azılı terörist Robert Koçar yan oturdu.

       Biz, bütün siyasi cinayetleri kınıyoruz ama bir siyasi cinayetleri bahane ederek insanların hepsinin Ermeni olmasını da kınıyoruz. Hepsi Hocalı’lı olamayanların, hepsi Mehmet olamayanların Ermeni olduğunu görünce bizim meydanı boş bıraktığımız konusunda da bir ders çıkarıyoruz.

         Biz tarihte pek çok savaş yaptık. Ancak kadını, çocuğu öldürmedik, kafa derilerini yüzmedik. Oysa Ermeniler bunların hepsini yaptı. Bugün Sark isyan bizzat açıklama yapmaktadır:”Biz katliamı Azeriler ciddi olduğumuzu anlasınlar, Karabağ’dan gitsinler diye yaptık.”  Iğdır, Van, Kars, Erzurum gibi illerimizde yapılan kazılarda toplu katliamın mezarları bulunmaktadır. Ancak biz, tarihimizde bize yapılan haksızlıkları gündeme getirmedik. Oysa Kıbrıs’ta, Girit’te, Balkanlar’da Türklere soykırım yapıldı. Fakat bunlar hiç konuşulmadı. Bu nedenle bu soykırımlar Batı dünyasında, İslam dünyasında, Türk dünyasında gündeme getirilmeli.

       “Bu yapılanların savaşla ve insanlıkla alakası yok. Bir vahşilikle karşı karşıyayız. Fakat bunlar hâlâ gündeme getirilmiyor. Oysa sanatçılarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı ve insanımızı harekete geçirmemiz gerekir.

      Bunun İçindir ki ;Aziz Türk Milletinin her ferdinin, “ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü” ve “tek dil, tek bayrak, tek ezan, tek millet” ilkesini korumak için gereken bedeli ödemeye hazır olduğuna inanıyoruz.

Sözde soykırım yalanı için atmadıkları taklalar kalmayan sözüm ona aydın denilen karanlıklar GERÇEK soykırımı görmezden gelecek kadar acizler.

Ama bizler unutmadık! Unut mayacağızda.Tüm Türk Milletinin Başı sağ olsun. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!