Tarih: 29.03.2016 11:17

PROF. DR. YAHYA ÇELİK, AMERİKA İZLENİMLERİ ANLATTI

Facebook Twitter Linked-in

 

PROF. DR. YAHYA ÇELİK, AMERİKA İZLENİMLERİ ANLATTI

Birlik Vakfı’nın düzenlediği Edirne konuşmaları Program kapsamında bu hafta düzenlenen toplantıya Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Yahya Çelik konuşmacı olarak katıldı. Toplantı, Dr. Recep Duymaz’ın açış konuşmasıyla başladı. Duymaz, konuşmasında Birlik Vakfı Edirne Şubesi’nin her hafta düzenlediği “Edirne Konuşmaları” programıyla şehrimizde entelektüel bir ortam meydana getirmeye çalıştıklarını söyledi.

Dr. Recep Duymaz; “Öğrenci, öğretmen, öğretim üyesi, eğitim ve sanata duyarlı hemşirelerimizin giderek artan katılımlarıyla yapılan toplantılar, iki bölüm halinde gerçekleştirilmektedir. Birinci bölümde alanında uzman bir katılımcı yaklaşık yarım saat uzunluğunda bir sunum yapmaktadır. Ardından gelen ikinci bölümde dinleyiciler tek tek söz almakta ve sunum yapan uzmana soru yöneltmekte, katkı veya yorum yoluyla kendi düşüncelerini aktarmaktadırlar. “ dedi.

Her hafta Cuma günü vakıf şube merkezinde uygulanan programda Profesör Dr. Yahya Çelik, “Amerika İzlenimleri” konulu bir sunum yaptı. Geçen öğretim yılında Kaliforniya eyaletinin                    San Francisco şehrindeki bir araştırma merkezinde konuk öğretim üyesi olarak çalıştığını belirten Çelik, bu bölgenin Silikon Vadisi ve inovasyon merkezi olduğunu söyledi.

Amerikan üniversitelerinde dikkatini çeken ilk noktanın bu üniversitelerde dünyanın her yerinden gelmiş üstün zekâlı beyinlerin bulunduğunu görmek olduğunu ifade eden Çelik, anlatısını şöyle sürdürdü:

 “ Bu üniversitelerde en önemli değer  ‘zaman’dır. Üniversitedeki bir profesör, bölüm başkanı veya Araştırma Merkezi Müdürü ile ancak randevu alarak görüşebilirsiniz. Nitekim Merkez müdürü ile görüşmek istediğimde bana bir ay sonraya randevu verdi. Tabii bu süreyi boş geçirmiyorlar. Randevu isteyenin özgeçmişini ve çalışmalarını araştırıyorlar. Karşılıklı olarak hazırlanmış bir şekilde yapılan görüşmeler dolu dolu geçiyor ve her iki taraf için faydalı oluyor. Burada üretilen bilgi, toplumsal hayatta işe yararlığıyla ölçülüyor. Kuramsal bilgiye önem ve öncelik veriliyor. Örneğin bir tıp fakültesinde her hoca hastaya bakmıyor. Çalışmalarını kuramsal alanda yoğunlaştırıyor. Bu da zamanla ona birikim ve alanında derinleşme imkânını kazandırıyor. Dikkati çeken bir başka nokta tutumlu olmalarıdır. Üniversitede çalışanlar öğle yemeklerini evlerinden getiriyorlar. Artanlarını atmıyor, paketleyip daha sonra tüketiyorlar. Orada unvan, makam, hatta daha önceki yıllarda alınmış bir ödül bile dikkate alınmıyor. Asıl ölçü, sanayide üretimi kolaylaştıran veya artıran bilgi üretmektir. Bunu başarabilen hocalar üniversitede kalabilir ve ilerleyebilir. Kabul etmeliyiz ki oradaki üniversitelerde çalışan bilim adamları tam bir özgürlüğe sahiptir. Amerikan üniversitelerinde bilimin ancak özgür bir ortamda ilerleyebileceğine dair yaygın bir kanaat vardır. Dikkati çeken bir diğer nokta ‘çalışkanlıktır.’ Önemli olan süre değil, projede belirtilen işlerin zamanında ve tam olarak yapılmasıdır. Bu bazen sabah saat 9’dan gece 11 zaman aralığını kapsayabilir. Ücretlendirme de standart çalışma sürelerine göre değil, projeye göre tamamlanan işe ve çalışma hayatında kullanılabilir bilgi üretmeye göre yapılır.”

Sunumun tamamlanmasından sonra müzakere bölümüne geçildi. Prof. Dr. Yahya Çelik’e; bazı Amerikan üniversiteleri ile araştırma merkezlerinde Asya ve Afrika’dan gelen adaylara özellikle savunma sanayinde bazı nazik bilgilerin verilmediğine dair düşüncelerin bulunduğu hatırlatılarak bu noktadaki görüşü soruldu. Yine Türk üniversiteleri ile Amerikan üniversiteleri arasındaki bilim seviyesindeki fark nasıl ve ne zaman kapatılabilir? Amerikan üniversitelerindeki görevlilerde görülen “çalışkan olmak”, “tutumlu olmak”, “zamanın kıymetini bilmek”, “çevreyi temiz tutmak”… gibi özellikler, aslında bizim kültürümüzün, İslam’ın değerleridir… Buna bakarak ilerde onların İslam’ı benimseyebileceklerini söyleyebilir miyiz? Bu ve bunlara benzeyen sorulara hocanın verdiği cevaplar, dinleyiciler arasında tam bir düşünce şöleni havası estirdi. Daha önce Amerika’da bulunmuş Dr. Cengiz Dane’nin katkıları, bu düşünce şölenini zenginleştirdi… Öğretmen Mehmet Bülent’in eğitim sistemimizin bugünkü durumuna dair gözlemlerini anlatması konuya tam bir açıklık kazandırdı.

Birlik Vakfı’nın “Edirne Konuşmaları” programı vakıf merkezinde gelecek Cuma günü saat 20’de yeni bir konu ve konuşmacıyla devam edecektir. Katılım serbesttir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —