9577,47%-0,94
38,86% 0,15
43,80% 0,22
4026,10% -0,08
6601,79% 0,00
SELİM AK'IN DİLİ SÜRÇMEDİ: BİLEREK VE İSTEYEREK DEVLET PROTOKOLÜNÜ ÇİĞNEDİ!
YAZI-YORU: HAMZAYASA
Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı gibi hepimizi birleştirmesi gereken anlamlı bir günde, Edirne’de yaşananlar kamu vicdanında büyük bir kırılma yarattı. Gençlik ve Spor İl Müdürü Selim Ak’ın tören sırasında elindeki metni okuyarak yaptığı konuşma, sadece içeriğiyle değil, yöntemiyle de eleştirilmesi gereken bir tabloyu gözler önüne serdi.
Zira bu konuşma spontane bir konuşma değildi. Müdür Ak, elindeki metinden kelimesi kelimesine okuyarak kürsüye çıktı. Yani her cümle, her ifade, her vurgunun önceden düşünülmüş ve onaylanmış olması gerekiyordu. Bu bilinçli hazırlığa rağmen, ama muhalefet partisi başta olmak üzere meclise temsilcisi olan bütün partilerin il yöneticilerinin bulunduğu tören alanında yapılan protokol selamlamasında yok sayılması; basit bir hata değil, daha önceden hazırlanmış bir metin olduğu için kasıtlı bir tercih olarak değerlendirilmelidir
Bir devlet görevlisinin, hele ki gençliği temsil eden bir kurumun başındaki ismin, kamusal bir görevde taraflı bir duruş sergilemesi kabul edilemez. Selim Ak’ın bu konuşması, bir partinin il temsilcisi gibi yapılmış; devlet ciddiyetinden, birleştirici dilden uzak bir çizgiye savrulmuştur.
Bu olay karşısında yalnızca bir parti değil, kentteki tüm siyasi partilerin ortak bir basın bildirisiyle tepki göstermesi, bu durumu şahsi bir tartışma olmaktan çıkarmış; kamuoyunun geniş bir kesiminde oluşan rahatsızlığı yansıtmıştır. Çünkü mesele sadece bir protokol adabı eksikliği değil, kamu görevinin ruhuna aykırı bir tavrın ifşasıdır.
Devleti temsil eden herkes, kendisine ait olmayan bir sorumluluğu taşır: Halkın tüm kesimlerine eşit uzaklıkta ve aynı samimiyetle yaklaşmak. Selim Ak ise bu sorumluluğu, daha önceden hazırlanmış yazılı bir metinle bile yerine getirememiştir.
Devletin makamları kişisel eğilimlerin vitrini değil; toplumsal adaletin ve tarafsızlığın temsil yeridir.
Önceden hazırlanmış yazılı bir metinde bile ayrıştırıcı dil kullanıp Cumhur İttifakı’nın bir temsilcisi gibi davranan Selim Ak, bulunduğu makamın gerektirdiği tarafsızlığı ihlal etmiş, devleti değil bir siyasi görüşü temsil eder bir tutum sergilemiştir. Bu yaklaşım yalnızca siyaseten değil, etik ve idari açıdan da ciddi bir sorundur! Devlet görevlisi sorumluluğu yerine getirememesi, görevdeki liyakat tartışmalarını da beraberinde getirmiştir! Kamusal görev, kişisel inanç ya da siyasi yakınlıkla değil; anayasal ilkelere, kamu vicdanına ve demokratik değerlere bağlılıkla yürütülmelidir.
Biri-birileri bunu Selim Ak'a anlatmalı ve gereğini yapmalıdır.