SELİMİYE’NİN SIRRI

SELİMİYE’NİN SIRRI

Bir gün yolunuz düşerse eğer Cihanın Merkezi Edirne’ye, sizi çağırır tüm sıcaklığıyla Selimiye.

Yolunuz düşmese de, uzaklardan gelen bir ses çağırır sizi Cihan’ın Merkezi Edirne’ye ve Edirne’nin benliği olan Selimiye’ye.

Bir uyku gibi gelir yolculuk, yürürken Selimiye’ye.

Uyanırsınız derin uykunuzdan. Gözlerinizin önünde belirir Selimiye.  Tüm ihtişamıyla. Tüm pırıltısıyla. Yüzlerce yılın sislerinden ve gizemlerin tüllerinden sıyrılır Selimiye. Önünüze düşer yol gösterir size.

Bir sırdır. Hakikatler ’in Sırrı’dır Selimiye.

Halveti kimliğinin ve de Bektaşi kimliğinin ışığı yansır birden yüzünüze. Banisi Halveti. Mimari Bektaşi olan bir abidedir Selimiye. Seslenir her iki kutlu yolda sessizce size.  Cihana hükmeden bir seslenişle ışık olur yansır yüzünüze Kutlu Selimiye.

‘ Her Cami bir insan’dır ‘.  Her İnsan da bir Cami ‘ diye bir ses işitirsiniz derinden derine içinizde.  Ama sadece bir abide değildir Selimiye.  Tüm evreni de kucaklar ve avuç açar Hak Teâlâ ’ya dört minaresiyle.

Evrenin dört bucağını temsil eden dört minaresiyle ben Evreni temsil ediyorum diye haykırır, Hakikat’e ulaşmış kişilere.  Anlayan anlar. Anlamayan baka kalır sessizce.  Ama yaşar Selimiye mana ilmine vakıf kişilerin yarattığı benliğiyle.  Durur ve direnir zamana karşı,  dimdik, vakur ve güçlü, ecdadımızın o güçlü kimliğiyle.

Geçmişten geleceğe bir köprü olur, ecdadın sesini taşır bizlere.  Yol gösterir bilene de bilmeyene de tüm bilge kimliğiyle. Anlayan anlar. Anlamayan susar sessizce.

O güzelim çinilerin maviliğinde saklanır gökler, gizlenir beyazlığın içine sır denen şeyler. Ses verir Cihan’ın Ruhu her köşede.  Seslenir Selimiye tüm Halveti kimliğiyle. Belki anlamaz Dünya’yı çok seven niceleri. Ama Hakikat İlmiyle aralanır Selimiye’nin Kapıları.  Hakikat İlmiyle aralanır ve ruhları aydınlatır tüm pencere kapakları.

Yol aldıkça içinde herkes fark eder mi bilemeyiz tabii ki, Selimiye’de saklanan Gerçeği? Esasında o Gerçek, tüm bir insanlığın gerçeğidir.  

Her bir pencere yol verir Hak Teâlâ’nın Kutlu Nuru’na. O ışık dolar her kişinin kutsanmayı bekleyen ruhuna.

Kaç kişi nail oldu bilemem, Selimiye senin Kutlu Nuru ‘na!  Ama hep duruyor biçareler hep senin Cümle Kapında.  Maddi Âlemi,  Mana Âlemi’ne taşıyan o Cümle Kapında.

Saklanıyor Hakikat gizemi her taşında. Gerçeğin ve Sırrın izleri var bilenler için yapında.

Gerçeği gören gözler görür ve anlar en derin tefekkürü o Hünkârlara ayrılmış üst katında.  Katılır Esma-ül Hüsna tüm yapına, o üst katında.  Sıyrılır bedenler maddi yükünden, ulaşır Hak’a o yalın, yap yalın, ıssız odanda tek başına.  Haykırı o duvarlar:

-          Selimiye bir Gök Kubbe’dir,  senin naşın ise tek başına.

-          Selimiye Gök Kubbe ‘dir,  Seni ulaştırır Âlemler ’in Nuru’na.