SELİMİYE’YE KUMBARA HİÇ YAKIŞMIYOR AMA NADİ HOCA ÇOK YAKIŞIYOR…
Ecdat yadigârı ve dünya kültür mirası Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği muhteşem Selimiye camiinin usta Sinan tarafından yapılan kuş yuvalarını kapatan… Kuşlar konmasınlar diye Selimiye’nin avlusundaki kirişlere plastik çiviler yerleştirip, kuşlardan kurtulamaya çalışan ancak kuşların tamamını öldüremeyince çareyi zehirli buğday tanelerinde bulan zihniyet… Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği Selimiye’nin ihtiyaçları için yaptığı Arasta çarşısını ve Milyonlarca TL lik bütçe ile yeni kurulan Vâkıfın imkânlarını yeterli görmeyip, Selimiye’nin içine “yardım kumbaraları” koymuş… Sabah ve yatsı namazlarına yetişmekte zaman zaman sıkıntı çeken görevlilerin açılış törenini(!) hiç kaçırmadıkları ‘yardım kumbaraları’ hiçbir sebeple Selimiye’ye yakışmıyor!!! Her cumadan sonra ortaya çıkan O yardım kutuları ‘yardım Kumbaraları’ Sadece Selimiye’ye değil ilimizdeki hiçbir camiye yakışmıyor!
Selimiye’ye kuş tuzaklarını ve kumbarayı yakıştıran zihniyet ne hikmetse hayatını Selimiye ve onun tanıtımına vakf etmiş gönül adamı Nadi hoca’ya da hiç mi hiç tahammül edemiyor! Oysa Muhteşem Selimiye ye kumbara ve kuş tuzakları ne kadar yakışmıyorsa, Allah dostu ve Selimiye sevdalısı Nadi hoca o kadar çok yakışıyor!!! Onun dilinden dökülen her kelimede; Muhteşem Selimiye’nin bir taşı âdete dile geliyor ve Nadi hocayı dinleyenlerin gönül pencerelerini aralayıp ecdadımızın selamını onların yüreğine fısıldıyor sanki…
Selimiye’yi anlatırken dinleyenleri tarihin derinliklerinde mistik bir gezintiye çıkartan ve an be an 500 yıllık tarihi yaşatan başka kaç kişi var? Yok… Yok, boşuna düşünmeyiniz o Selimiye’nin ‘meddahıdır…’ Yaşadığı ve Allahın ona lütfu olan enerjisi yettiğince Selimiye’yi dinleyenlerine anlatmalıdır… Anlatmalıdır çünkü görünürde kavuğunu devredeceği bir Selimiye sevdalısı da yoktur… Bırakınız doya doya anlatsın Selimiye’yi… Bırakınız doya doya yaşasın Selimiye aşkını… Bırakınız Selimiye’nin yakışıklısını…
